Onur’s Info 5 Yaşında !

2020 Mart ayında Merhaba Dünya ! diyerek başladığım kişisel karalama defterim Onur’s Info, 5. yılını devirdi.

Bu süreçte;

  • 51 yazı
  • 166 yorum
  • 1486 spam yorum

şeklinde istatistiklerimiz oluşmuş.

Bu blog vesilesiyle çok kıymetli bazı arkadaşlarla tanışmış olsam da botlar buraya daha çok ilgi göstermiş görünüyor. Yola çıkış amacımı gerçekleştirdiğimi söyleyebilirim. Yani kendi kendime takılayım demiştim sanırım onu başardım. 🙂

Bu arada alan adı ödemesini 9 gündür boşlamıştım. Neyse ki grace period diye bir şey varmış ve yaklaşık bir aylık süre içerisinde kendi alan adımızı yeniden satın alarak devam edebiliyormuşuz.

Altyapıya değinmeden olmaz: WordPress üzerinde GeneratePress temasını epeydir kullanıyorum. Sürekli tema yenileyen biri olarak kendime şaşırdım. Cache olarak NitroPack sağolsun gerçekten hem mobilde hem de masaüstü sürümde sayfalar ışık hızında yükleniyor.

Barındığımız yer ise halen Özkula.

Bunun dışında burada bir şeyler yazabilmeye devam edebilmeyi umuyorum. Halen buralarda gezinen bir avuç insandan biriysen ve şu anda bu yazıyı okuyorsan bu beş yılda senin de katkın yadsınamaz. O yüzden sana da teşekkürlerimi sunarım.

Yeni karalamalarda görüşmek üzere.

Astro Bot Meşguliyeti

Bir süre önce uğruna PlayStation 5 aldığım Astro’s Playroom’u 8 – 10 saatlik bir oyun süresiyle hiç kendimi yormadan bitirmiştim.

6 Eylül’den beri radarımda olan Astro Bot içinse epeydir mağazayı kontrol ediyordum. Şu aralar Black Friday indirimiyle 2500küsür olan oyun fiyatı 2100 civarına inince, fırsat bu fırsat (indirimin büyüklüğüne bak :P) hemen satın aldım, indirdim.

İlk oyun PlayStation 5 donanımları içerisinde geçen ve PlayStation tarihini de barındıran tatlı bir maceraydı. Bu sefer iş biraz daha hızlanmış.

PlayStation5 uzay gemisine kaptanlık eden Astro’yu uzay boşluğunda Uzay Zorbası bir yaratık karşılıyor.

PlayStation’ını çat diye ayırıp işlemcisini kaçırıyor. Astro da yakınlarda bir gezegene çakılan cihazı ve düşüş sırasında oyunun uzay boşluğunda bir sürü gök cismine yayılan bot arkadaşlarını tekrar bir araya getirip, cihazı tamir edip yaratıkla yüz yüze gelmeye niyetleniyor.

Velhasıl kelam sevdim bu oyunu yalnız ilk oyun olan Astro’s Playroom’a göre biraz saç baş yolduran bölümleri mevcut. Bazen dayanamayıp, gezegeni terk etmek zorunda kalıyorum.

Astro Bot, FC24 Teknik Direktör Kariyeri ve Uncharted arasında mekik dokuyorum bu aralar.

Oynayın, oynatın efendim.

Durum Raporu: Kasım 2024

Dostlar merhaba, bu yazıyı şu an size Lenovo ideapad 1i cihazımdan yazıyorum.

Amazon’dan 5küsürbin TL gibi tatlı bir fiyata edindiğim cihaz, 4GB RAM + 128 GB SSD + 15 inch TN Panel (teknolojinin son harikası) bir ekranla geliyor. Ha bir de Celeron N4020 işlemci kullanmışlar. Lisanslı Windows 11 Home‘u kurarken de eğlendim doğrusu. Görmeyeli epey değişmişsin, Windows.

Bunun dışında üç ay kadar önce gittim PlayStation 4 aldım, sonra Astro’s Playroom açmıyor diye gidip bir de PS5 Digital Edition Slim versiyonunu aldım (oğlum çok istedi bu Astro’yu).

Akşamları YouTube filan takılacağım zaman geçen sene aldığım 9. nesil iPad‘den devam ediyorum.

Telefon tarafında Galaxy A34 5G ile yola devam ediyorum. Çok fantastik bir teknoloji ekosistemi kurdum kendime.

Şimdi şunu aldım, bunu aldım muhabbetini geçersek eğer şaşırdığım bir gelişme de şu oldu ki uzun zaman sonra blogun yönetim paneline girince bir bildirim geldi.

Baktım, cache için kullandığım NitroPack eklentisi veryansın ediyor. WordPress.org üzerinden kullanıcılara güncellemelerimizi artık dağıtamıyoruz, eklenti güncellemesini bir seferlik manuel yapabilir misiniz filan demişler. Ne oluyor yahu diye şöyle bir baktığımda, WordPress bazı eklentileri kafasına göre çatallayıp eklenti sahibine deyim yerindeyse siktir çekiyormuş. WordPress’in 21 yıllık tarihinde ilk defa oluyormuş bu iş.

İnsanlar yaşlandıkça zor bir karaktere mi bürünüyor, nedir (isim vermiyorum).

Bu arada ıvır zıvır mevzuları bir kenara bırakırsak, tam zamanlı aile babalığına devam ediyorum. Hayatımın farklı bir evresinde olduğumu anladığım ve yeni rolüme uyum sağladığım bir zaman dilimi oldu benim için. Yani umarım öyle olmuştur.

Blogla ne zamandır ilgilenmiyorsam, Direct Admin panelin şifresini unutmuşum. Her şey otomatik ilerlediğinden bir sorun çıkmamış da burayı yerinde bulabildim. 🙂 Yeller esse yadırgamazdım hani.

Dostlar hayatta çok fazla şey olup, bitiyor. Bunları buraya tek tek yazmak tek seferde mümkün değil. Bu yazıya da aslında gerçekten bir seri başlatmak niyetiyle başladım ama bu yazı şu an iki amaca hizmet edecek;

  1. Hayattayım.
  2. Ben bu sayfalara içimi dökmeye devam edeceğim.

Şu an hafta içi ve gece saat 01.00. Yarın maalesef ki mesai var. Nereye kadar…

Uyumak lazım yani.

Daha geniş bir zamanda uzun uzun yazarım.

Yedek Almaya Üşenmek

Selamlar,

Uzun zamandır webmaster forumları ziyaret etmediğimi fark edip r10 üzerinde kısa bir tur attım.

Hosting firmaları ile alakalı teşekkürler / şikayetler vb. konulara bakarken, benzer konulardan şikayet eden birçok kullanıcıya denk geldim.

Konu şu; bir hosting firması, sattığı paketin açıklamalarında diyor ki işte biz şu paketimizde günlük yedek alıyoruz.

Kullanıcının biri kendi yedeğini almadan sorun yaşıyor, firma da müşterisine neredeyse 1 ay öncenin yedeğini verebileceklerini ifade ediyor. Bunun üzerine benzer şikayete sahip birçok kullanıcı da veryansın ediyor.

Bir zamanlar her şeyimizi 64MB hafıza kartlarına yedeklerdik.

Şimdi iş etiği açısından bakacak olursak; evet, bir hizmeti satarken neyi taahhüt ettiyseniz onu eksiksiz şekilde yerine getirmeniz gerekiyor. Fakat benim burada asıl şaşırdığım konu, yedek almak CPanel / Direct Admin gibi paneller üzerinde bu kadar kolaylaşmışken, kişi kendisi için ”bu kadar önemli” bir projede veri kaybı yaşamak istemiyorsa, neden birkaç dakikasını ayırıp kendi yedeğini almaz ki ?

Ben cevap vereyim; üşendiği için.

Mesela ben burayı tam anlamıyla bir karalama defteri olarak kullanıyorum. Hatta bu blogu sosyal medyada, WhatsApp durumlarımda vesaire asla paylaşmıyorum. Yani buradan tek beklentim, istediğim zaman buraya girip, bir şeyler yazıp buradan çıkıp, gidebilmek. Ama buraya girmek istediğimde de burayı yerinde görmek isterim. Tek olayım bu yani.

Buna rağmen ben bu blogun düzenli olarak yedeklerini bilgisayarıma indiriyorum. Bir yedeği indirmek ve sunucudan silmek de belki bir dakika filan bile sürmüyordur. Hatta paneller o kadar işlevsel hale geldiler ki ben eskiden kullandığım FileZilla’yı bile kullanmaz olduğumu fark ettim. Her şeyi panel web arayüzünden hallediyorum.

Özetle, bizim için kritik olan bir şeyi en önce kendimizin düşünmesi ve kritik olanı korumaya yönelik tedbir almamız gerekiyor.

Yedek alın ağalar, yedek almayan ağlar !
— iPhonedo


Kapak Fotoğrafı: Markus Winkler, Unsplash.

MacBook Pro (mid 2012) Tavsiye Web Tarayıcı

Daha önce MacBook Pro (mid 2012) gibi retina olmayan ekrana sahip cihaz kullanıcılarının yaşadığı Font sorunundan nasibimi almış ve bu yazıda daha iyi grafikler ve güncel bir tarayıcı kullanabilmeniz adına sizlere Google Chrome önermiştim.

Aradan geçen zaman içerisinde Google Chrome’un özellikle YouTube’da RAM kullanımının Firefox’a göre epey fazla olduğunu gözlemledim. Firefox’un RAM yönetimi çok daha makul görünüyor.

Siz de bu old school cihaza sahipseniz Firefox’u indirip, sekmeler arası geçişteki akıcılığa şaşırıp Chrome’a veda edebilirsiniz.

Bu yazıyı MacBook Pro mid 2012 macOS 10.15.7 Catalina üzerinde Firefox 121.0 ile güncel sürümü kullanarak yazdım.