Onur’s Info 2 Yaşında !

9 Mart 2020 tarihinde bir anlık can sıkıntısı ile başladığım kişisel internet günlüğü projem Onur’s Info, iki yılı geride bıraktı.

Biraz önce alan adı ve hosting ödemesi olarak 170 TL civarı bir ödeme gerçekleştirdim.
Bkz: Internetten para kaybetmek.

Bu da demek oluyor ki bir sene daha buralardayız.

Olan Biten

Şu ana kadar 44 yazı yayımlandı. Bu yazılara 119 yorum geldi.

İstatistik olarak ciddiye bile alınmayacak sayılara düştüğümüzden, burayı tam anlamıyla bir not defteri olarak kullanmaya karar verdim. Bu yüzden Google Analytics izleme kodunu kaldırdım. Bakmıyorum bile.

Geçen sene epey hevesliymişim. Bkz: Onur’s Info 1 Yaşında

Neler Olacak ?

Samimi olmam gerekirse -ki her zaman öyleyim-  pek bir şey olmayacak.
Hatta bu yazıyı okuyan birileri varsa bile çok şaşırırım.

Toparlarsak

Bir (1) yıl daha buradayız


Photo by Kelly Sikkema on Unsplash

Onur’s Info 1 Yaşında !

9 Mart 2020 tarihinde bir anlık can sıkıntısı ile başlattığım kişisel internet günlüğü projem Onur’s Info, an itibarıyla 1 yaşını devirdi.

Dördüncü ayda paylaştığım ziyaretçi istatistiklerinin oldukça gerisinde olsak da bir süre daha buralarda kalacak ve başınızı şişirecek gibi görünüyoruz.


Olan Biten


Blogda şu ana kadar 29 yazı yayımlandı. Bu yazılara 77 yorum geldi.

Bu arada, buraya yorum yapan arkadaşlardan önemli bir kısmının kendi bloglarını kapattığını veya boşladığını fark ettim. Blog yazanlar tarafında kan kaybı hızla devam ediyor.

Altyapıda WP Fastest Cache ücretsiz sürümden LiteSpeed Cache‘e geçtik ve bu sayede blogun mobil cihazlar üzerinden yapılan ziyaretlerde hızı belirgin derecede arttı.

Bir de daha havalı görünsün diyerek kendi nameserver adreslerimize geçtik. 🙂

Temada okunabilirliği ve sadeliği ön plana çıkarabilmek için Founder teması ile devam ediyoruz. Tema serüvenimiz için buyrun.


Neler Olacak ?


Şöyle olacak, böyle olacak gibisinden iddialı şeyler yazmak ve beklentiyi yükseltmek istemiyorum.

Sadece şunu söyleyebilirim, minimum şartlarda ayda bir yazı ile konu sınırı olmadan devam ederiz gibime geliyor. Hatta bazen öyle şeyler yazabilirim ki bu adam bunu niye yazmış bile diyebilirsiniz. Belki de kendim için not almış bile olabilirim.

Kendim için aldığım notlara es kaza rastlarsanız da sizlere ızdırap olmamak adına güzel bir konu akışı oluşturacağımın sözünü verebilirim ama. ”Niye okuduk yahu bunu ?” demezsiniz en azından.


Toparlarsak


Özetle, bir yaşını deviren bu blog bir süre daha buralarda olmaya devam edecek.

Kendi kendine yazmak güzel.

Öne çıkan görsel: Isabella and Louisa Fischer, Unsplash.

Apple Music Content_Equivalent Hatası

Apple Music‘i web tarayıcıdan (Google Chrome) kullanmak istediniz, dinleyeceğiniz parçayı buldunuz, tıkladınız ve;

Content_Equivalent

uyarısı ekranda belirdi.

Bu durumun çözümü çok basit.

Google Chrome’da sırasıyla Ayarlar > Gizlilik ve Güvenlik > İçerik > Pop-up’lar ve yönlendirmeler sekmesi altında

İzin ver > Ekle >

music.apple.com

dediğinizde ve sayfayı yenilediğinizde Apple Music’i tarayıcıdan kullanabiliyor olduğunuzu göreceksiniz.


Meraklısına:

  • Apple Music, iOS üzerinde çok daha yetenekli.
  • Interpol’den Our Love to Admire albümünü dinlemeyi unutmayın. Özellikle Pioneer to the falls, The Scale ve Rest My Chemistry.

Takip Ettiğim Bloglar

Selamlar,

Blog kültürünü sosyal medyaya kurban vermiş olsak da halen güzel şeyler yazan, daha doğrusu güzel bloglayan adamlar mevcut.

Burada, takip etmekten keyif aldığım blogların alfabetik bir listesini bulacaksınız…

Selamlar,

Blog kültürünü sosyal medyaya kurban vermiş olsak da halen güzel şeyler yazan, daha doğrusu güzel bloglayan adamlar mevcut.

Burada, takip etmekten keyif aldığım blogların alfabetik bir listesini bulacaksınız.


Öne çıkan görsel: John Schnobrich, Unsplash.

Teşekkürler Lipton !

Covid-19 + olduğumu öğrendiğim günün akşamında kapımızda iki çanta içerisinde ikişer Lipton Ice Tea şekersiz Limon / Şeftali ürününü görünce biraz dumur olmadım değil.

Bahse konu Ice Tea’ler

Acaba filyasyon ekipleri mi bıraktı bunları içelim diye ?

gibisinden enteresan bir düşünce aklımda belirse de bu dağıtımın tüm blokta yapıldığını apartman grubundan öğrenmemle kahkaha atmam bir oldu.

Ne diyelim ?

”Al, iç, dene, beğeneceksin. Hoşuna giderse marketteyiz.” yaklaşımı güzel. Kim akıl ettiyse tebrik ederim.

Sağa sola saçma sapan bütçelerle reklam verip; zorla okutup, izletmek, üründen de markadan da bıktırmak yerine bu tarz bir yaklaşım çok hoşuma gitti doğrusu. Zaten ürününe güvenmeyen bir marka bu hareketi yapamaz diye düşünüyorum.

Ice Tea’ler her zamanki gibi akıyor (İki anlamda da).

Teşekkür ederiz Lipton Türkiye.