SIM Kartlar Tarih Oluyor(muş): eSIM

eSIM, fiziksel bir nano SIM kullanmak zorunda kalmadan Türkiye’deki operatörünüzün sağladığı hücresel veri planını etkinleştirmenize olanak sağlayan dijital bir SIM’dir.

Apple

Evet dostlar,

SIM, Micro SIM, Nano SIM derken bu sefer de karşımıza eSIM çıkmış durumda.

Daha önce fiziksel bir SIM kartımız oluyordu ve gelişen teknoloji ile birlikte bu kartların boyutları küçülüyordu. Biz de her seferinde ”daha iyi oldu” gibisinden yorumlarda bulunuyor, bu yolda emek veren herkesin başarılarının devamını diliyorduk.

Lakin iş öyle bir noktaya geldi ki artık küçülen bir şey yok. Daha doğrusu, ortada fiziksel olarak bir SIM kart yok. Size küçük bir kartoncuk veriyorlar (iTunes hediye kartı boyutlarında) bu kartın üzerinde PIN’iniz, PUK’unuz ve bir adet de QR kodunuz bulunuyor. Bu kodu telefonunuzda ilgili menü üzerinden kamera vasıtasıyla tarattığınızda, SIM bilgileriniz telefonunuza yüklenmiş oluyor.

Tabi bu işlem için telefonunuzun eSIM’i destekliyor olması gerekiyor.

Bugün Kerem Enginar, bu yeni teknolojiyi deneme amaçlı YouTube videosu çekiminde enteresan bir durumla karşılaştığından bahsetti;

İşin özü, kendisi Vodafone üzerinden bir eSIM ediniyor ve bunu elindeki Huawei Mate 40 Pro cihazında kullanmaya başlıyor. Daha sonra, başka bir cihaza geçtiğinde eSIM’ı yeniden rahatlıkla tanımlayabileceğini düşünürken, bir eSIM’in yalnızca bir telefonda kullanılabildiğini ve her yeni cihaz için 35TL ücret ödenmesi gerektiğini fark ediyor.

Bu arada eSIM’e başvurduğunuz anda fiziksel olarak elinizde bulunan tüm SIM kartlarınız operatör tarafından iptal ediliyor.

Hem elindeki SIM hem de eSIM’i bloke olunca ve kendisi bu videoyu Cuma akşamı çektiğinden, Pazartesi gününe kadar hatsız kalma olasılığı ortaya çıkıyor (Vodafone müşteri hizmetleri, bu durumu bayi ile çözmesi gerektiğini söylüyor).

Konuyla ilgili yaşanılan durumu olduğu gibi aktardığı için takdirimi kazandı doğrusu;

İlerleyen süreçte Vodafone’dan konu ile ilgili yetkililer kendisiyle WhatsApp üzerinden iletişime geçerek, Kerem’in elinde var olan fiziksel SIM kartını tekrar aktif hale getiriyor ve fiziksel SIM’e geri dönüşle bu kriz durumu son buluyor.

Kerem Enginar bizim için bu süreci önden deneyimleyerek kendini bir nevi feda etmiş oldu. Bu haliyle eSIM’i ben hem finansal hem de pratik açıdan mantıklı bulamadım.

Teknoloji konusunda her zaman en yeninin en iyi olmadığını bir kez daha idrak ettik. 2010 yılında Windows XP kullanan bir arkadaşım vardı – o kendini biliyor- ve ben bu duruma şaşırdığımda bana şunu demişti;

Eski iyidir.


Öne çıkan görsel: Andrey Metelev, Unsplash.

“SIM Kartlar Tarih Oluyor(muş): eSIM” üzerine 7 yorum

  1. Normal sim alındığında da extra ücret ödeniyordu yanlış hatırlamıyorsam. E-sim gelsin tabi benim ihtiyacım olabilir.

    Yanıtla
      • O yönden kötü ama yaygınlaştıkça fiyatta indirim olur ya da tamamen kalkar. Henüz bebek bir teknoloji. Bir yürüsün koşsun o zaman harika olacak.

        Yanıtla
  2. Cep telefonları ile ilk tanışmam 1996’yı bulur. O yıllarda kredi kartına benzer bir kartı ki içinde sim kartı da barındırırdı arkadan ittiriverirdik. Şimdilerde mikrom sim’ler nano kartlar hava uçuşuyor. Hey gidi.. Yaşlandık!

    Yanıtla
    • Merhaba Görkem Bey, yorumunuz için teşekkür ederim.

      Ben ilk kez bir cep telefonunu 98 yılında misafirlikteyken görme fırsatı bulabilmiştim.

      Kadın bir süre telefonu mıncıkladı ve evdekilere dönüp, ”şöyle şöyle olacakmış, bilmemkim öyle dedi” şeklinde bir cümle kurdu. Ben kendi kendime ”Yok abi, telefon konuşması yapmadı. Nereden biliyor karşıdakinin öyle düşündüğünü ?” derken yıllar sonra aslında orada SMS atıldığını fark ettim. 🙂

      İlk kez cep telefonu görmüşüm, bari bi arama yapsaydın. Ne diye SMS atıp, zihin felci yaşatırsın bana be kadın.

      Haha… 🙂

      Yanıtla
    • Ben ilk telefonumu 2004/2005 gibi almıştım. 120 bin lira :d kocaman simleri hatırlarsınız. dev gibydiler.

      Yanıtla
      • 2004 yılı benim için önemli. Babam ilk telefonumu hediye etmişti.
        Burada telefon maceramı ayrıntılı bir şekilde yazmıştım.

        Old good days hakikaten.

        Yanıtla

Yorum yapın